Speak any language with confidence

Take our quick quiz to start your journey to fluency today!

Get started

Yanıt vermek (to answer) conjugation

Turkish
26 examples

Conjugation of yanıt vermek

Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present tense
yanıt veririm
I answer
yanıt verirsin
you answer
yanıt verir
he/she/it answers
yanıt veririz
we answer
yanıt verirsiniz
you all answer
yanıt verirler
they answer
Past tense
yanıt verdim
I answered
yanıt verdin
you answered
yanıt verdi
he/she/it answered
yanıt verdik
we answered
yanıt verdiniz
you all answered
yanıt verdiler
they answered
Future tense
yanıt vereceğim
I will answer
yanıt vereceksin
you will answer
yanıt verecek
he/she/it will answer
yanıt vereceğiz
we will answer
yanıt vereceksiniz
you all will answer
yanıt verecekler
they will answer
Present continuous tense
yanıt veriyorum
I am answering
yanıt veriyorsun
you are answering
yanıt veriyor
he/she/it is answering
yanıt veriyoruz
we are answering
yanıt veriyorsunuz
you all are answering
yanıt veriyorlar
they are answering
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous tense
yanıt veriyordum
I was answering
yanıt veriyordun
you were answering
yanıt veriyordu
he/she/it was answering
yanıt veriyorduk
we were answering
yanıt veriyordunuz
you all were answering
yanıt veriyorlardı
they were answering
Present negative tense
yanıt vermem
I do not answer
yanıt vermezsin
you do not answer
yanıt vermez
he/she/it do not answer
yanıt vermeyiz
we do not answer
yanıt vermezsiniz
you all do not answer
yanıt vermezler
they do not answer
Present continuous negative tense
yanıt vermiyorum
I am not answering
yanıt vermiyorsun
you are not answering
yanıt vermiyor
he/she/it is not answering
yanıt vermiyoruz
we are not answering
yanıt vermiyorsunuz
you all are not answering
yanıt vermiyorlar
they are not answering
Past negative tense
yanıt vermedim
I did not answer
yanıt vermedin
you did not answer
yanıt vermedi
he/she/it did not answer
yanıt vermedik
we did not answer
yanıt vermediniz
you all did not answer
yanıt vermediler
they did not answer
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous negative tense
yanıt vermiyordum
I was not answering
yanıt vermiyordun
you were not answering
yanıt vermiyordu
he/she/it was not answering
yanıt vermiyorduk
we were not answering
yanıt vermiyordunuz
you all were not answering
yanıt vermiyordular
they were not answering
Future negative tense
yanıt vermeyeceğim
I will not answer
yanıt vermeyeceksin
you will not answer
yanıt vermeyecek
he/she/it will not answer
yanıt vermeyeceğiz
we will not answer
yanıt vermeyeceksiniz
you all will not answer
yanıt vermeyecekler
they will not answer
Present interrogative tense
yanıt verir miyim?
do I answer?
yanıt verir misin?
do you answer?
yanıt verir mi?
does he/she answer?
yanıt verir miyiz?
do we answer?
yanıt verir misiniz?
do you all answer?
yanıt verirler mi?
do they answer?
Present continuous interrogative tense
yanıt veriyor muyum?
am I answering?
yanıt veriyor musun?
are you answering?
yanıt veriyor mu?
is he/she answering?
yanıt veriyor muyuz?
are we answering?
yanıt veriyor musunuz?
are you all answering?
yanıt veriyorlar mı?
are they answering?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past interrogative tense
yanıt verdim mi?
did I answer?
yanıt verdin mi?
did you answer?
yanıt verdi mi?
did he/she answer?
yanıt verdik mi?
did we answer?
yanıt verdiniz mi?
did you all answer?
yanıt verdiler mi?
did they answer?
Past continuous interrogative tense
yanıt veriyor muydum?
was I answering?
yanıt veriyor muydun?
were you answering?
yanıt veriyor muydu?
was he/she answering?
yanıt veriyor muyduk?
were we answering?
yanıt veriyor muydunuz?
were you all answering?
yanıt veriyorlar mıydı?
were they answering?
Future interrogative tense
yanıt verecek miyim?
will I answer?
yanıt verecek misin?
will you answer?
yanıt verecek mi?
will he/she answer?
yanıt verecek miyiz?
will we answer?
yanıt verecek misiniz?
will you all answer?
yanıt verecekler mi?
will they answer?
Present negative interrogative tense
yanıt vermez miyim?
do I not answer?
yanıt vermez misin?
do you not answer?
yanıt vermez mi?
does he/she not answer?
yanıt vermez miyiz?
do we not answer?
yanıt vermez misiniz?
do you all not answer?
yanıt vermezler mi?
do they not answer?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present continuous negative interrogative tense
yanıt vermiyor muyum?
am I not answering?
yanıt vermiyor musun?
are you not answering?
yanıt vermiyor mu?
is he/she not answering?
yanıt vermiyor muyuz?
are we not answering?
yanıt vermiyor musunuz?
are you all not answering?
yanıt vermiyorlar mı?
are they not answering?
Past negative interrogative tense
yanıt vermedim mi?
did I not answer?
yanıt vermedin mi?
did you not answer?
yanıt vermedi mi?
did he/she not answer?
yanıt vermedik mi?
did we not answer?
yanıt vermediniz mi?
did you all not answer?
yanıt vermediler mi?
did they not answer?
Past continuous negative interrogative tense
yanıt vermiyor muydum?
was I not answering?
yanıt vermiyor muydun?
were you not answering?
yanıt vermiyor muydu?
was he/she not answering?
yanıt vermiyor muyduk?
were we not answering?
yanıt vermiyor muydunuz?
were you all not answering?
yanıt vermiyorlar mıydı?
were they not answering?
Future negative interrogative tense
yanıt vermeyecek miyim?
will I not answer?
yanıt vermeyecek misin?
will you not answer?
yanıt vermeyecek mi?
will he/she not answer?
yanıt vermeyecek miyiz?
will we not answer?
yanıt vermeyecek misiniz?
will you all not answer?
yanıt vermeyecekler mi?
will they not answer?

Examples of yanıt vermek

Example in TurkishTranslation in English
- Bazı sorulara yanıt vermek için.- To answer some questions.
- Buna yanıt vermek zorunda değilim.- I don't have to answer that.
- Müvekkilimin Patty Hewes'a yapılan tehditlerle bir ilgisi yok ve doğrusu sorularınıza yanıt vermek zorunda da değil.- My client had nothing to do with these threats against Patty Hewes, and frankly, he's not required to answer your questions.
- Sorularıma yanıt vermek istemiyor.He won't answer me.
Adını temize çıkarmak, ya da suçlamalara yanıt vermek benim görevim.It is my responsibility to clear his name or answer for his crimes.
- Sana bu akşama kadar bir yanıt veririm.- I'll wave you an answer tonight.
Ancak o zaman soruna yanıt veririm.Then, and only then, am I willing to answer.
Bir dahaki sefere çağrılarına yanıt veririm.I'll answer your call next time.
Bu sorulara sonra yanıt veririm.I can answer these questions later.
Evet ve hayır ile cevaplanacak on soruna yanıt veririm.I'll answer any ten questions that call for a yes or a no.
- Belki denk gelir de sorduğumuz bir soruya tek ve açık yanıt verirsin. Sen Terör Şubesi'ne atanalı ne kadar oldu acaba? - Yaklaşık 3 saat.On the off chance that you might be able to provide a single direct answer... to one of our questions, i'd like to ask how long you've been assigned to the terrorist division.
Daima sorulardan daha çok yanıt verirsin.You always have more answers than questions.
Hep yanıt verir.He always answers.
Her zaman yanıt verir.She always answers.
O da yanıt verir: Niye, zaten yalnız değil miyim?And she answers: why, am I not alone already?
Ve O bana yanıt verir.And He answers me.
veya galaksi kümeleri olması, çünkü pek kuantum dalgalanması var, dolayısıyla sorularımızdan birine, orda, görebildiğimiz evrende neden 100 milyar galaksi var sorusuna yanıt verir.Or becomes a cluster of galaxies because there are lots of quantum fluctuations, so it answers one of the questions we have - why are there 100 billion galaxies in our viewpoint?
-Sanırım buna yanıt verdim.- I believe I've already answered that.
Bana sordukları tüm sorulara az önce yanıt verdim.I just answered the questions they asked me.
Bana sorduğun her soruya yanıt verdim. Her zaman yaptığım gibi.I answered every question you asked me, as I always do.
Ben bir ihtiyaca yanıt verdim.I've answered a need.
Bu soruya yaklaşık yüz defa yanıt verdim.I've answered that question about a hundred times.
-Lütfen bekleyin, yanıt vereceğim.- Please have patience and I will answer.
Ben sadece kesin suçlamalara yanıt vereceğim.I will answer only specific charges.
Tamam, sana her pozisyonda ve açıda yanıt vereceğim.OK, I will answer you in every positions and angles.
İhbarnamene mahkemede yanıt vereceğim.I will answer your notice in court.

More Turkish verbs

Related

Not found
We have none.

Similar

germek
stretch
girmek
enter
görmek
see
sermek
spread
vermek
give

Similar but longer

elvermek
permit
evermek
marry
gövermek
do
güvermek
do
üvermek
do
verilmek
do

Other Turkish verbs with the meaning similar to 'answer':

None found.