Buna programlanmak deniyor. | It's called "being programmed". |
Yeniden programlanmak istemiyorum. | I don't want to be reprogrammed again. |
Bu zaman süresince açlık çeken bir cenin olursan, vücudun öyle programlanır ki, hayat boyu vücudundaki şeker ve yağ miktarının azalacağından korkarsın ve aldığın miktarların tamamını depolarsın. | Be a fetus who was starving during that time and your body programs forever after to be really, really stingy with your sugar and fat and what you do is you store every bit of it. |
'Senin bütün isteklerini hemen yanıtlamak üzere programlandım. | 'I'm programmed to respond instantly to all your needs. |
- Yalan söylememek için programlandım. | I'm programmed not to lie. |
14 dakika ile 30 dakika içinde patlamaya programlandım. | I am programmed to detonate in 14 minutes 30 seconds |
600'den fazla dans hareketi yapabilirim... ve ben çılgınlık... için programlandım. | I am familiar with over 600 dance moves and I am programmed to get... [imitating robot] freaky. |
Ama ben sadece yağonata satmak ve harfleri sevimlice ters yazmak üzere programlandım. | I'm programmed to only sell oil-aide and write cute backwards letters. |