- Aynen öyle. Senin kanıtını paralel uzay zamanından bizimkine bir köprü kurmak için temel alarak kullanmayı umuyoruz. | And we're hoping to use your proof as a theoretical basis for building a bridge from a parallel space-time to ours. |
Babanız farklı bir şey yapmak istedi. İrlanda'daki partileri bir araya getirerek, bölünenler arasında bir köprü kurmak istedi. | Your father wanted to see if he could make a difference, if he could bridge the divide by bringing together the parties in Ireland. |
Benim işim, Hırvat Halkı için çalışarak, güzel ülkenize uzanan bir köprü kurmak. | My job is to work for the Croatian people to build a bridge to your fine country. |
Biliyorsun ki bu ziyaretin amacı, aramızda köprü kurmak ve çitleri onarmak. Korkarım, seni ne kadar yağlasam da bir işe yaramayacak. | You know, this visit's all about mending fences, building bridges, and I'm afraid that my waxing your ass just isn't gonna help. |
Bir köprü kurmak istiyorsan Emily bir tüyo vereyim... Irmağın öte yanında kal. | If you're trying to build a bridge between us, Emily, here's a tip -- Stay on your side of the river. |