- Ben, şey-- Seni gözetlemek istemedim. | I, uh -- I didn't mean to pry. |
Ben Wyatt onu uzak gözetlemek eğer Yani,. | That is, if I can pry him away from Wyatt. |
Ben oraya gidiyorum kapıyı gözetlemek çalışın. | I'm going down there to try to pry the door open. |
Ben pratik onları ayrı gözetlemek için bir kazayağı gerekli. | I practically needed a crowbar to pry them apart. |
Gavin ,dördüncü kata kadar gitmek ve denemek veasansör kapıları açmak gözetlemek Sağ taraftaki şaft üzerinde , tamam , bunun gibiuyuşturucu açılır ? | Gavin, go up to the fourth floor and try and pry open the elevator doors on the right-hand shaft, and drop the drugs down like that, okay? |