Example in Turkish | Translation in English |
---|---|
Bunu yapmanızı sizden o mu istedi yoksa kocasının yapmaya cesaret edemediği bir şeyi yaparak gururlanmak mı istediniz? | Did she have to talk you into it, or were you proud to do something her husband didn't have the guts to do? |
O paraya önem vermez ve bununla gururlanır. | She doesn't care about money. She's proud that way. |
Sadece çok gururlandım. Çok da naziksiniz. | Um, I did miss that semester, so seniority's a question. |