- Bahşişi geri vermek zorunda mıyım? | You want to join me? Do I have to give back the tip? |
- Tüm yapmanız gereken kuşları geri vermek. - Selam. | - All you have to do is give back the birds. |
- Yüzüğümü geri vermek zorunda mıyım? | - Do I have to give back my ring? |
Aldığım tüm parayı geri vermek zorundaysam veririm. | Ah... And I have to give back the money I earned then I'll give it back. |
Alıyorlar, ama geri vermek istemiyorlar. | They take but don't give back. |
Daireyi ve Long Island'daki yeri geri veririm. | I'll give back the apartment and the place on Long Island. |
Kırtasiyeden aldığım zımbayı geri veririm. | I'll work overtime. And I'll give back the stapler I took from the supply room. |
Seni mutlu edecekse parayı geri veririm. | If it'll make you happy, l'll give back the money. |
Vegas'ta üçüncü gelsek bile paranı geri veririm. | And even if we come third in Vegas... I will give back your money upon my return... |
Geri vermek istersen de geri verirsin. | And if you want to give back, give back. |
Ya müşterimi geri verirsin ya da hepimiz gibi yılda 2500 saat fatura ödersiniz. | So either you give back my client, or good luck billing 2,500 hours a year like the rest of us. |
Ama yüz katını geri verir. | but it gives back a hundred times more. |
Kalkanı geri verir, biz de karşılığında dünyaya bir gencin ve kalkansız Kaptan Amerika'nın, onun metal pantolonlarını ...ve egolu botlarını tek başlarına sıyırıp attıklarını söylemeyiz. | He gives back the shield and in return we don't tell the world that a teenager and a shield-less Captain America beat the metal pants off of him and all his egobots all by ourselves. |
Sadece kaçanları geri verir. | It gives back only what escapes. |
Sen daha çok verdikçe, daha çoğunu geri verir. | The more you give her, the more she gives back. |
Tabii ki, benden çaldığı çocukluğumu geri verir vermez. | Yeah, when he gives back the childhood he stole from me. |
Anahtarlarını da geri verdim. | And I gave back his keys. |
Ben...ben...ben yüzüğü geri verdim Chicago'ya taşındım, ...seninle karşılaştım ve sana aşık oldum, tamam, artık buna bir son verebilir miyiz? | I-l-l gave back the ring, I moved to Chicago, and I met and fell in love with you, okay, so can we please drop this? |
Ona yüzüğünü geri verdim. | I gave back his ring. |
Parayı Charlotte'a, saat ile yüzüğü ise Annette'e geri verdim. | I gave back the money to Charlotte, and the watch and the ring to Annette. |
Ren altınını geri verdim. | I gave back the Rheingold. |
Kaybettiğin her şeyi sana geri vereceğim. | Everything that you have lost, I will give back to you. |