| - Seni Sunnydale'de kollarını açıp beklediklerine dair bir garanti vermek isterdim ama veremem. | - l'd love to offer you some guarantee that you'd be welcomed back to Sunnydale with open arms, but l can't. |
| Birinin borcunu ödeyeceğine dair garanti vermek demek. | Well... it means to provide a guarantee for someone else's debt or rent. |
| - Beni duyduğuna garanti veririm. | - I guarantee you he hear me. |
| - O çok değerli evlilik yeminlerinizi hatırlıyorum ve her birini bozduğunuza garanti veririm. | What are you talking about? I remember your precious wedding vows, and I guarantee you've broken every single one of them. |
| - unut gitsin bak sadece 30 gün dene risk yok bu işi yaptığın için mutlu olcağına garanti veririm sadece deneyerek ilk yılın için üniversite kitaplarını alırım sadece seni tutmak için, soru yok, sana küçük bir hediyem. | - Forget it. Look, just try it out for 30 days, risk-free. I guarantee you will be happy you did. |
| 20'likler halinde 75 bin alırım. Ve senin işine garanti veririm. | I'll take 75 K in 20s, and I'll personally guarantee the job. |
| Ama diğer yandan, beni rahat bırakır, Nagus'u da ilk karşılaştığınız hale geri döndürürseniz size garanti veririm bir daha asla bir Ferengi'yle konuşmak zorunda kalmazsınız. | But, on the other hand, if you leave me alone and you put the Nagus back the way he am when you met him I guarantee you, you'll never have to talk with another Ferengi again. |
| - Sağ salim döneceğine ne garanti verirsin? | - How can you guarantee his safe return? |
| Bu ülkeye gelişmiş askerlerin koruması için garanti verdim. | I guaranteed this country the protection of enhanced troops. |
| Senin için garanti verdim. | I guaranteed for you. |
| Staples a havada 45 saniye için garanti verdim ,kameraya söylemen için. | I guaranteed Staples 45 seconds of airtime, so cheat out to camera. |
