#Ben devralmak zorunda kalırım kolayca# | ♪ I simply have to take over ♪ |
- Dosyayı devralmak istiyorlar gibi. | Sounds like they want to take over the case. |
- Glee kulübünü devralmak istiyorum. | I'd like to take over Glee Club. |
- Hiçbir şeyi devralmak istemiyorum. | - I don't want to take over anything. |
- Kurban donanma subayı olduğu için soruşturmayı devralmak istiyoruz. | Since the victim am a naval officer, we'd like to take over the investigation. |
- Ben devralırım. | - I'll take over. |
- Evine git, bundan sonrası ben devralırım. | Go home. I can take over. |
-Ben devralırım. | -I'll take over. |
Bauer'ı o zamana kadar bulamazsan işi ben devralırım. | If you don't find Bauer by then, I take over. |
- Bu çok kolay. Satıcının finansal durumunu inceleyip harcamaları devralırsın ve bankayı atlatırsın yada korunma bağışı gibi birşeyler yapabilirsin. Orijinal dekorun restoresini teklif edip vergi indirimi yada borç alabilirsin. | You could finance and take over the owner's payments or get a preservation grant and restore the original decor and get a tax break and a loan or you could try for an FHA and get a PMI. |
- Sen, onu ikna edersin ki eğer Malcolm, konseyden bir şekilde çıkarılırsa, sen, boş koltuğu devralırsın, ve kan miktarını yürürlükten kaldırırsın. | You convince him that if Malcolm is somehow removed from the council, you will take over the vacant post and repeal the blood quantum. |
Belki kabin imalatı yaparsın ve benim mesleğimi devralırsın. | Maybe cabinetmaker, and you could take over my workshop. |
Komser yardımcısı, işi sen devralırsın ! | Assistant Commissioner, you'll take over. |
Sen devralırsın. | Υou take over. |
Ama bundan sonra, tam olarak ne yaptığımı bilmediğim sıralarda işi, şans ve benim deyişimle tesadüfler devralır. | But after that, chance and what I call accident takes over, when consciously I don't know what I'm doing. |
Derler ki bir kez uzman olunca, bilinçaltın devralır. | Oh. They say once you become an expert, your subconscious takes over. Ah. |
Eğer bir parça hasar görürse, başka bir parça gelir işi öğrenir ve devralır. | 'If something gets damaged, then another part comes in, 'learns the job and takes over.' |
Eğer işe yarar biriysen bütün fonksiyonlarını devralır. | If you're useful, he takes over all your functions. |
Göreve uygun olmadığım ilan edilirse, görevi devralır. | If I'm declared unfit for duty, then she takes over. |
"35 yıl önce, babamın şirketini 8 kişiyle devraldım." | "Thirty-five years ago, I took over my father's company with eight people. |
- Enterprise'ı ondan devraldım. | - I took over the Enterprise from him. |
Aile şirketini devraldım. | I took over the family firm. |
Annemi arama görevini babamdan devraldım. | I took over my father's search for my mom. |
Babam bu barı 50 yıl önce satın aldı. Sonra da ben devraldım. | 50 years ago, my dad bought this bar, and then I took over. |
Doğu Hizbi'nin yönettiği ne varsa ben devralacağım. | Whatever East Bureau manages... I will take over |
International'ı da ben devralacağım. | I will take over the International as well. |
Ondan sonra yönetimi ben devralacağım. | Then I will take over. |
Soruşturmayı ben devralacağım. | I will take over the investigation. |
İleride mezun olduğumda babamın işini devralacağım. | Our future is, when I graduate, I will take over my dad's business. |