Bir boşanmaya daha meydan vermemek için yapabileceklerine sen bile şaşarsın. | You'd be surprised at what you could do to avoid another divorce. |
Bir yanlış anlamaya meydan vermemek için ve A.B.D'nin durumunu belirtmek için Başsavcımız, Büyükelçi Dobrynin'ne konuyu açıklamaya çalışmıştır. | So that there should be no misunderstanding the position of the United States, which has been made clear by the Attorney General to Ambassador Dobrynin here, |
En azından yaptığın gibi beni ısırmalarına meydan vermedim. | At least I didn't let them bite me like you did. |