- Adam, lanetlenmek zorunda değil. | Adam doesn't have to be cursed. |
Onlar umurumda değil, lanetlenmek umurumda değil. | I don't care about them, about the curse. |
Eğer onu hayal kırıklığına uğratırsam lanetlenirim. | I'll be damned if I'm gonna let him down. |
Fakat, burada kalıp sizin ve küçük erlerinizin bu okulun üzerine sifon çekmesine ve değer verdiğim insanları incitmesine izin verirsem lanetlenirim, çünkü, onu bu konuya sürüklemene rağmen, konu, en kötü gününde bile senden daha iyi bir subay olacak olan Kaitlin, değil. | But l'll be damned if l'm gonna sit around and let you and your little peons flush this school down the toilet and hurt the people l care about, because, even though you dragged her into this, this has never really been about Kaitlin, who, on her worst day, will be a better officer than you ever were. |
Gerekeni yapmazsam lanetlenirim. | Damned if I don't do everything it takes to do just that. (SPITS) |
Kuğu grisi rengindeki elbisemin altındakilere kavrularak baktığını hissedebiliyorum. Ben ona bakarsam lanetlenirim. | I can feel her eyes on me, scorching through my dove gray uniform, but I'm damned if I'm gonna look back at her. |
- Eğer ona dokunursan lanetlenirsin. | Listen, if you touch the High Priestess, you're doomed. |
Sadece mezarlığın kutsallığını bozduğunda kötü ruhlarca lanetlenirsin. Biz ise sadece sosis yemeye gidiyoruz. | You're only cursed by the evil spirits if you violate the graves of the dead we're just going to be eating hot dogs. |
Ya da burada kalıp, lanetlenirsin. | Whether you stay alone and are doomed. |
Yapılması gerekeni yapacağım, yoksa cehennemde lanetleneceğim! | I will do what needs to be done, though I'm damned to Hell! |