"...gerekmediği işlerim var." | "Errands which do not require your presence. |
"Afedersin senden sonra yapacak işlerim vardı, hemde senin hiç bilmediğin" Audrey'e göster bunu. | Show Audrey, "Excuse me, I got things going on you don't even know about." |
"Kendi işlerim" diye bir şey yok. | - I don't have an agenda. |
"Yapacak işlerim var" | "I've got things to do!" |
# Belki cehenneme gitmeliyim Ama işlerim tıkırında # | ¶ Maybe I should go to hell, but I am doing well ¶ |
Bilirsin, bir suç işlersin ve biri seni kontrol eder, fakat hatırlamazsın. | You know, say, like, uh, you do a crime and, you know, somebody's controlling you, but you don't remember it? |
Eğer O'nun isteğine karşı gelirsen, bir günah işlersin. | If you do so against His will, you commit a sin. |
Kimi haltlar işlersin ve vicdanını rahatlatmak istersin Ve bu yinede yanına kar kalır? | So you do some deed and you want to clean your conscience and still get away with it? |
Senin hiç bir ağırlığın yok eğer karşı çıkarsan ... suç işlersin ! | Your words carry no weight You don't let me arrest him. That's a serious offence |
Yapmalısın. Sevap işlersin, dostum. | You got to do it-- it's a Mitzvah, bro. |
"Bir masum cezalandırılacağına, 10 suçlu serbest kalsın daha iyi." deriz ama deneyimlerime göre işler her zaman öyle olmuyor. | And we say, 'better ten guilty men go free than one innocent get punished, but I know from experience it doesn't always work out like that. |
"Seni ararım" derdim ama içimden bir ses geldiğin yerde işler böyle yürümüyor diyor. | I would say that I'd call you... but I have a feeling, where you come from... it just doesn't work like that. |
"İzak dinlemelisin bu işler böyle yürümez. | "Listen, Yitzhak, it doesn't work like that. |
- Ama bu işler böyle yürümez Tempe. | It just, but it doesn't work like that, Tempe. |
- Ama işler öyle yapılmaz. | But it doesn't work like that. |
"Orijinal bir günah işledim; bir porsuğu kaşıkla dürttüm." | "I did an original sin, I poked a badger with a spoon." |
"Üzgünüm Anne. Kötü bir cinayet işledim." | I did a bad murder. |
- Ama ben işledim. | - But I did it. |
- Geçmişimde ne hata işledim? | - What did I do wrong in my past life? |
- Suç işledim ve cezamı çekeceğim. | I did the crime, got to do that time. |