Bana dün gece söylediklerini düşünüp duruyorum babamın yaptıklarından etkilenmek hakkındaki. | I just keep thinking about what you said to me last night, about being implicated in what my father's done. |
Ama gerekirse ve tam hedefi bulduysanız bayağı bir etkilenirim. | But if I do have to and you're inside the target... means I'll be very impressed. |
Bunlardan birini yapabilirsen, gitmekle kalmam etkilenirim de. | If you could do any of those, not only would I leave but I'd be impressed. |
Bütün bunları yapabilirse ben çok etkilenirim. | If anyone does all this, then I'll be impressed. |
Söylemelisin çünkü her ne kadar şiir kitabı harika olsa da o ufak özel "Seni seviyorum" u ekle, bilemiyorum yani bir kız olarak çok etkilenirim. | You should, because... the book of poems is awesome, but add that special little "I love you." As as girl,I don't know, me personally, I got chills. |
Yazmıyor ama Harvey ile ikinizin yaptığı bir şey yüzünden bütün her şey berbat olursa, bundan ben de etkilenirim. | No, but if this all comes down because of something you and Harvey did, I'm tainted by it. |
"Deniz de tıpkı bir kadın gibi aydan etkilenir." diye düşündü. | "The moon affects her as it does a woman, " he thought. |
Ayı kötü haberlerden bayağı çok etkilenir. | Bear doesn't deal well with bad news. |
Psikolojik olarak bir çocuk bundan nasıl etkilenir? Çocukluğunuz bundan ibaret. | What does that do to a child psychologically when that's your childhood, that's your youth? |
Sahtesi kalbini dinlemez... diğerlerinden ve kendisinin kötü yanından etkilenir istekleri dışarıdan alır ama kalbimiz Tanrı'nın bizimle konuştuğu yerdir... | A false prophet doesn't follow his heart. He's influenced by others, even by the devil himself. He takes his orders from outside of himself. |
Ama güvenlik görevlilerini araman gerekmedi. Çok etkilendim. | But you didn't have to call in the cavalry. |
Anlayamadığım bazı sözcükler oldu ama söz sanatı açısından hayli etkilendim. | Uh, some of the words I didn't understand. but I found the imagery quite effective. |
Aslına bakarsan bunların planımla hiçbir alakası yoktu. Ama o insanların zarar görmemesi için böyle çaba göstermenden etkilendim. | Actually, that didn't factor into my plan at all, but I'm impressed you went to such great lengths to keep those people from harm. |
Bart, orada yaptığından etkilendim. | Bart, I'm impressed with what you did in there. |
Ben... o köhne lokantayı alıp ne hale getirdiğini görünce çok etkilendim ve bu riski almaya da hazırım. | Well, I was, um... quite impressed what you did with the broken-down diner, and, uh, I'm willing to take the risk. |