"Dedikoducu Kız" da ki resmimi görmüş ve benimle bir buluşma ayarlamak istiyor. | She saw my photo on "Gossip Girl" and wants to set up a meeting with me. |
- Becca. Buluşma ayarlamak için bağlantıya geçince, onun yalnız gelmesi gerektiğini söyledi. | When he contacted us to set the meet, he said she has to go alone. |
- Biliyor musun bunu ayarlamak çok kolay. | - You know that set-up's too easy. |
- Bizi niye ayarlamak istesinler ki? | - You being set up. - He said we're being set up. |
- Ciobella elbiselerinde risk almaktan korkmazdı elektrik ışıklarıyla Paris'i ayarlamak | - Never afraid to take risks, Ciobella's dress of electric lights, set the paris - fashion world ablaze... |
"Onunla yatarım" derecesinde komik değil, daha çok "onu şişko arkadaşlarımdan birine ayarlarım" derecesinde. | Not like ""l"m gonna sleep with him"" funny, but like, ""l"d set him up with one of my fat friends"" funny. |
- Ben ayarlarım. Süper. Evet. | I'll--I'll set it up, bro. |
- Ben ayarlarım... | - I'll set it up and... |
- Ben ayarlarım. | - So I'll set it up. |
"Kıçımı öp"ün yedisi, yarın da "kendi randevularını kendin ayarlarsın"ın sekizi. | It's the seventh of kiss my ass, and tomorrow is the eighth of set your own goddamn meetings. |
Belki de sen bana birini ayarlarsın, kardeşin mesela. | Well, maybe you could set me up with someone, like your brother. |
Belki sen benim için yüksek bahisli bir poker masası ayarlarsın diye umuyordum. | - No. But I am hoping that maybe you could set me up in a good high-stakes game of poker. |
Beni nasıl böyle korkunç birine ayarlarsın? | How could you set me up with this creep? |
Bunu ayarlarsın, değil mi Nat? | You could set that up, couldn't you, Nat? |
( klasörü aşağı ayarlar ) | (sets down folder) |
Ama ayarlar ne söyleyemem Hareket bu iplik plazma ilk etapta girdap. | But I can't tell you what sets in motion that spinning plasma vortex in the first place. |
Annemin kalp alevler ayarlar Yani bu çocuk. | So this is the boy who sets my mother's heart ablaze. |
Bunu o ayarlar ancak. | He sets this up. |
Cougan, büyük paralı oyun serisi ayarlar ve Philcox'ı ona şantaj yapabilecek kadar derine sokar. | Cougan sets up a series of big money games, and gets Philcox in so deep that he can blackmail him. |
"Atımın hızını ayarladım ona göre" | "I set her on my pacing steed |
"Hey hadi, bir oda ayarladım" der. | He'll say, "hey, come on, I got a room set aside. |
- 8'deki randevunuzu ayarladım. | ...and your 8:00 appointment's all set. |
- Anneme multimilyoner birini ayarladım. | Just set the multi-gajillionaire up with mom. |
- Ben ayarladım da ondan! | Because I set it up! |
- Pekala ben ayarlayacağım. | I will set it up. |
Ben de sana bir antrenman maçı ayarlayacağım. | So I will set you up a sparring session. |
Dekyon yayınındaki sesi düzgün şekilde ayarlayabilirsek... İkincil işlemci elektronlarımı sesi yansıtacak şekilde ayarlayacağım ve bilgiyi bilinçaltı seviyede almış olacağım. | If the dekyon emission is modulated correctly, it will set up resonance's in my positronic subprocessors. |
Meclisle buluşmanızı ayarlayacağım. | I will set... the meeting with the council. |
Onunla bir yemek ayarlayacağım, Ama hiç birşey için söz veremem. | I will set up a lunch, but I can't promise anything. |