İnsanlara aldırış etmemek onun en iyi yaptığı şeydir. | Ignoring people's what the does best. |
"Neden aldırış etmedim" diye ömür boyu düşünüp durmak istemezsin, değil mi? | Do you really want to spend eternity thinking that you didn't care? |
- Hiç aldırış etmedim. | - I didn't mind. |
-Evet, o beş dakika süresince içkimin içilmesine bile aldırış etmedim. | Yeah, for those five minutes, I didn't mind everybody drinking' my booze. |
Livorno'ya gittin ama aldırış etmedim. | You went to Livorno and I didn't mind. |
Ne yazık ki, ben uyarılara aldırış etmedim. | Unfortunately, I didn't heed the warnings. |