Example in Turkish | Translation in English |
---|---|
Peki faturaların ödenmek zorunda olmadığı ve pahalı kaynakların sebil gibi fukaralara dağıtılabildiği bir fanteziyi yaşamak neye yarayacak? | And how will living in a fantasy where bills don't need to be paid and expensive resources are tossed out to the impoverished like silver coins from a railroad man's carriage help either? |
Evet, beyim, günahlar ödenir, ama bu ödeme ne vakit biter? | Yes Sir, when does someone finish paying for his own sins? |