- Ben daha farklı birşey düşünüyordum evlilik yemininizi yenilemek gibi. | - I am thinking something more along the lines of renewing your wedding vows. |
- Peki... sen evlilik yeminimizi yenilemek istemiyor musun? | - Okay... do you not want to renew our vows? |
Acikcasi, opsiyonumu yenilemek isterdim. | And frankly, I'd like to renew my option. |
Ama nasıl? Bay Henderson bizimle münasebetini yenilemek isterse şaşarım. | I'd be surprised if Mr Henderson am particularly anxious to renew our acquaintance. |
Aslında, anladığım kadarıyla evliliğinizi yenilemek için bir hafta Hawaii'ye tatile gidecekmişsiniz. | In fact, I understand that you're taking a week off to go to Hawaii to renew your vows. |
İnancım sarsıldığında yeminimi yenilerim. | I renew the vow when my faith wavers. |
Bu bir yıl sürecek. Sonra eğer istersen indirimli olarak yenilersin. | This will last for a year, after which... you have the option to renew at a membership discount. |
"Nasıl cevap vermek zor Oh,Orman vahşi ve sert ve yoğun" "Düşünce korkumu yeniler" | "Oh, how hard it is to tell of that wood, savage and harsh and dense, the thought of which renews my fear. |
- Ve izni kim yeniler? | - And who renews permits? |
Bu da onların hayat kurtarıcı tecrübelerini yeniler. | It renews their savior experience. |
Ejderhanın ateşi bizi yeniler. | Fire of the dragon renews us. |
Diğer faturaları ödedim ve Volvo'nun sigortasını yeniledim. | All the other bills are paid, and I renewed the insurance on the Volvo. |
Ehliyetimi yeniledim. | I got my license renewed. |
Geçici ehliyetimi yeniledim. | I renewed my learner's permit. |
SPA'yı sattığımda elime iyi bir para geçti, ve gayrimenkul lisansımı da yeniledim, ve geçen yıl çok iyi para kazandım. | I made a nice nest egg when I sold the spa. And I renewed my real estate license and I made quite a killing last year. |