"Sizi uğraştırmak istemem ama çok şey istemiyorum ki." dedim. | And I go, "I know it's kind of a pain in the ass, "but I don't ask for much. |
- Porno bana gerçek hayatı tiyatro gibi uğraştırmak zorunda kalmadan kadın keyfini çıkarmama olanak sağlıyor. | [Mocking] Okay, where do I sign? Heh-heh. Breast augmentation. |
-Seni uğraştırmak istemem John. | - I don't want to put you to work. |
Gaston, çok meşgul olduğunu biliyorum... ve seni de fazla uğraştırmak istemiyorum... ama çok güzel bir gerdanlığı var... | Gaston, I know you're awfully busy, and, well, I don't wanna trouble you, but she has one little necklace... |
Yılın Hostesi seçiminde havayoluna fikir olsun diye. Ama yolcuları böyle bir şeyle uğraştırmak istemiyorum. | It's to help the airline decide who should be Steward Of The Year, but I don't want to bother my passengers with that. |