- Neyi yeniden tasarlamak için? | Redesign what? |
- Onlar kodu tekrar tasarlamak zorunda. | - They need to redesign the code. - Right. |
- Şimdi de açık otoparklar içinde bir karavanda yaşıyorsun. Bariz "Angry Birds" çakması bir şey tasarlamak için de iPad kullanıyorsun. | And now you're living in homes within campers within parking lots, and using an iPad to clearly design what looks like a ripoff of Angry Birds. |
Acaba bir binayı ağaç gibi tasarlamak nasıl olur? | So what would it be like to design a building like a tree? |
Affedersin ama, kalça büyütme ameliyatından sonra bir kadının giymesi için mükemmel bir frakı tasarlamak bana göre değil. | Excuse me, but designing the perfect little frock for a woman to wear home from hip-replacement surgery is not exactly my work. |
- Çünkü ben ev tasarlarım. | - 'Cause I design homes. |
Ben bilgisayar güvenlik sistemleri tasarlarım. | I design computer security systems. |
Ben elbise tasarlarım. | I designed a dress. |
Ben tasarlarım... kadınların... şapkalarını. | The end of a long, long line of bats I design... women's... hats. |
Ben yaşamak için evler tasarlarım. | You know, I design houses for a living. |
Başlangıçta basitçe yeniden tasarlarsın ve sonra birden, sen ne olduğunu anlamadan, "çarpıcı yeni renkler" ve "cesur yeni görüntü"den bahsetmeye başlarsın ama aslında hiçbir şeyi geliştirmemişsindir. | You start with a simple redesign, and, all of a sudden, before you know it, you're talking about "bold new colors," and a "daring new look," and the truth is you haven't really improved on a thing. |
Sen tasarlarsın, ben fotograf çekerim. | You design, I'll take photographs. |
Ling. Hobi olarak kıyafet tasarlar. | She designs clothes for fun. |
İç çamaşırı tasarlar. | He designs underwear. |
"Bunu ben tasarladım. | He said, "I designed it. |
- Ben tanrılar için bir sistem tasarladım. - Hadi be oradan. | I designed a system for gods. |
- Ben tasarladım onu. | - I designed it. |
- Ben tasarladım. | - I designed it. |
- Bunları ben tasarladım. | - I designed them. |
Ben Cortlandt'ı tasarlayacağım. | I will design Cortlandt. |
Savaş makineleri tasarlayacağım, sen de bana ödeme yapacaksın. | I will design mechanisms of war, and you will pay me to construct. |