Şapşik ağzına tık da arkamı dönünce çöp şişle şişlersin belki beni. | Why don't you shove them all in your dumb mouth and then when I turn around, you can stab me in the back with the skewer? |
-Küçük şişler. | - Little skewers. |
-Minicik şişler. | - Little tiny skewers. |
Her küçük parçalarını. Bu büyük kap ve geniş şişler demek. | That means the big pot and the large skewers. |
Tehdit edildiğinde yaratığın kollarından kemik şişler çıkıyor. | When threatened, bone skewers jut from the creature's forearms during battle. |
Çeşitli sıvılar ve şişler buldum. | I got hypos and skewers. |
Ryan Hardy'i şişledim resmen. | I totally skewered Ryan Hardy. |