Example in Turkish | Translation in English |
---|---|
Chris'in cesedini Manny'e uyarı olarak bıraktılar, bakalım başka kimin çenesini kapatmak istiyorlar. | They leave Chris' body as a warning to Manny to shut up. Figure we'll see it as random. |
Hadi ama çocuklar, hepiniz bunun solcuların çenesini kapatmak için yapılan formaliteler olduğunu biliyorsunuz. | Come on, boys, you know that's just a formality to shut up those pinko troublemakers. |
Language | Verb(s) | Language | Verb(s) |
---|---|---|---|
Danish | holde kæft | English | shut up |
Esperanto | enfermiĝi | Hebrew | שתק |
Italian | rinchiudere,rinserrare, rinserrarsi, zittirsi | Lithuanian | užkalti, užsičiaupti |
Macedonian | замолчува | Portuguese | calar, calar a boca |
Vietnamese | câm họng |