Example in Turkish | Translation in English |
---|---|
Biraz yatışmak için bir fincan çaya ne dersin? | How about a cup of tea to settle you down? |
Ortalık yatışır yatışmaz çıkarız. | As soon as this settles down, we move. |
Sonunda yatıştım ve bilmiyorum, belki de Dramamine etkisini göstermeye başlamıştı, ama karanlıkta makinenin sesinin yankılarını duyduğum anı hatırlıyorum. | Eventually, I settled down, and... I don't know, maybe it am the Dramamine kicking in, but I remember this moment... in the dark with the reverberation of the machine. |