| Ama Alman sınırına ulaştığına dair tanıklar varsa çağırabilirsiniz. | But you may call witnesses to the effect that he reached the German wire. |
| Bana arka çıkacak tanıklar bulursam seni 100 kez yakacak şey anlattın bana. | You gave me enough to burn you 100 times over if I can get the other witnesses to back me. |
| Bu saldırı ile bir alakamın olmadığını onaylayacak tanıklar olmasına karşın tüm çete üyeleri suçlandı. | Even though there am witnesses to confirm I had nothing to do with the attack, we were all charged. |
| Daha önce Ajan Dover'ın müvekkilime üç kez silah çektiğini söyleyecek tanıklar getirebilirim. Aynı tanıklar Ajan Dover'ın sürekli olarak kokain kullandığını son zamanlarda garip ve paranoyakça davrandığını da söyler. | I can produce witnesses to testify that Agent Dover had drawn a gun on my client at least three times in the past who can testify that they had seen Agent Dover taking cocaine, repeatedly and that his behavior in the last few months am bizarre and paranoid. |
| Diğer tanıklar Saddam'ın askerlerinin işkence yapıp şiddet uyguladığını söyledi. | Other witnesses told of torture and violence at the hands of Saddam's troops. |
