Example in Turkish | Translation in English |
---|---|
- Evet, süngüler. | - Yes, bayonets. |
- Oh evet, süngüler. | - Oh yes, bayonets. |
Antik süngüler. | Antique bayonets. |
Biber gazları, çevik kuvvetler, ulusal muhafızlar, süngüler vardı. | There am tear gas, there were riot police, the National Guard, bayonets. |
Onların meydana girmelerine müsaade ettim, kalabalığı karşımıza alacak şekilde hizaya geçtik, ...süngüler takıldı, tüfekler dolduruldu. | I led them to the square, we made formation facing the crowd, bayonets fixed, muskets loaded. |
Language | Verb(s) | Language | Verb(s) |
---|---|---|---|
English | bayonet | German | bajonettieren |
Portuguese | abaionetar |