kaydırmak

Oh, beni kaydırmak...

Oh, slip me in...

Onları kaydırmak için kullansana.

use it to give them the slip.

Sosis kaydırmak ister misin?

Wanna slip me the sausage?

- Ayağının kaydırırım!

- I get your foot slipped on.

- Çekil üstümden. - Ayağını kaydırırım!

- I get your foot slipped on.

Onu kenara kaydırdım.

I just slipped them to the side.

Sen meyve suyu almaya gittiğinde, altından taş kaydırdım.

Yeah, when you went in for a juice, I slipped a rock under there.

Sonra elimi arkandan yukarı doğru kaydırdım.

And then... I slipped my hand up your back.

Çünkü benimkilerden 4'ünü sana kaydırdım.

That's 'cause I slipped you 4 of mine.

Şey kaydırdım bu sabah termal transfer yaparken.

Well I slipped on a thermal transfer this morning.