- Bu raporu dosyalamak beraber çalışmanızı engelleyecek. | I know. Well, filing that report is gonna effect your ability to do that. |
Bu benim için... ne bileyim... senin için evrakları dosyalamak neyse o. | For me, this is like, I don't know, filing some papers is for you. |
Derin Web'de dolaşıp, bulunmamayı isteyenleri avladığını söylüyorlar. İnsanların internette verdikleri bilgileri dosyalamak için bir tür derleme algoritması kullanıyor. | They say he roams the deep web, hunting those who don't wish to be found... uses some sort of collection algorithms to build a dossier based on the information that people give away online. |
- Bunlar benim dosyalarım değil. | Those don't look like my case files. |
Bütün dosyalarım aşağıda. | All my binders are downstairs! |
Harvey, yardım etmek istesem bile dosyalarım içinde o tip bir şey yok. | Harvey, even if I wanted to help you, it--it doesn't say those things in my files. |
Neden bütün dava dosyalarım sizde? | Why do you have all my case files? |
Tüm kişisel dosyalarım onlarla ne yapacaklarını Tanrı bilir. | --All my personal files To do god knows what with. |
Aslında, Jen ve anneme de sordum fakat dosyalar ikisinde de değil. | Well, I asked Jen if she had them, she said no and neither does my mother. |
Eğer tamamlanmazsa, bütün dosyalar bozulur. | If it doesn't finish, then all the files are corrupted. |
Kısıtlı dosyalar protokole rağmen indirilmiş. | Restricted files were downloaded against protocol. That doesn't make sense. I wasn't even here. |