Aaa, denetlemek için oradaydın yoksa iki hafta kaldın ve tam işletme mastırımı yaptın? | Ah ah, were you there auditing or did you stay both weeks and get the full m.B.A.? |
Aslında komik Liz, encümen üyelerini denetlemek için işe alındı. | And it's kind of funny actually... Liz am hired to audit all the city council members. |
Ayrıca sınıfı denetlemek gibi bir şey, değil mi? | Besides, it's like auditing a class, right? |
Bir çiftliğin hesaplarını denetlemek için Washington'dan geldim. | I came from D.C. to supervise a little audit on a farm. |
Bu kurumu ve tüm çalışanlarını denetlemek için elimizde emir var. | This is an order from the Executive Branch for a forensic audit of this facility and all employees. |
Okula gittim, yatağımı yaptım ve on bir yaşımdayken, ailemin hesaplarını denetledim. | I Went to school and made my bed. And at age 11, I audited my parents. |
Çiftliğini denetledim. | I audited your farm. |