Turkish
| Example in Turkish | Translation in English |
|---|---|
| - Evet ama ağızlar ücretsizdir de. Üzgünüm. | - Yeah, but mouths are free. |
| Annen. Bay Medina. Açık ağızlar. | Your mom, Mr. Medina, mouths open. |
| Babacığın beslemesi gereken ağızlar var. | Papa's got mouths to feed. |
| Banyolar, lavabolar, bilgisayarlar... Peluş oyuncaklar, ağızlar ve götler! | I'm talkin' bathrooms, countertops, computers, stuffed animals, mouths and asses! |
| Bazı ağızlar, ne kadar ısırsalar da, canımı acıtmıyorlar. | Some mouths, however much they bite, don't affect me. |
| Language | Verb(s) | Language | Verb(s) |
|---|---|---|---|
| Arabic | لفم | English | mouth |
| Thai | ปาก |