Example in Turkish | Translation in English |
---|---|
Aradaki farkı söyleyebilenin alnını karışlarım. | I defy anyone to tell me the difference. |
Houston ve Cincinnati'deki Holiday Inn'ler arasındaki farkı söyleyebilenin alnını karışlarım. | I defy anyone to tell me the difference between the Holiday Inn in Houston and the Holiday Inn in Cincinnati. |
Onun müthiş olmadığını söyleyenin alnını karışlarım. | I defy anybody to say this guy is not great. |
Tüm dünyanın alnını karışlayacağım. | l will defy the entire world. |
Language | Verb(s) | Language | Verb(s) |
---|---|---|---|
Dutch | braveren, provoceren, tarten, trotseren, uittarten | English | defy |
Esperanto | spiti | Estonian | trotsima |
Finnish | uhmata | Hungarian | dacol |
Japanese | 背く | Polish | wyzwać |
Spanish | retar | Swedish | trotsa, tröska |
Thai | ท้า, ท้าทาย | Vietnamese | coi rẻ |