Ödüllendirmek (to reward) conjugation

Turkish
27 examples

Conjugation of eiti

Ben
Sen
O
Present tense
ödüllendiririm
I reward
ödüllendirirsin
you reward
ödüllendirir
he/she/it rewards
Future tense
ödüllendireceğim
I will reward
-
-
Past tense
ödüllendirdim
I rewarded
-
-
Present continuous tense
ödüllendiriyorum
I am rewarding
-
-

Examples of ödüllendirmek

Example in TurkishTranslation in English
- Özür dilerim. - Bizim işlerimiz dolayısıyla endişelenmene gerek yok, Bizim işimiz şimdi, seni ödüllendirmek.- You need not to worry, we will reward you.
Ahlak masası ile çalışırken Poker kulüpleri polisleri ayıklamak ve bağlılıklarını ödüllendirmek için sürekli müşterilerine kişisel çipler verirdi.When I worked Vice, poker clubs would give out personalized chips to repeat customers to reward loyalty and weed out cops.
Ancak iyiyi ödüllendirmek en iyisidir, bilirsin.It's always best to reward performance, you know?
Aslında Anthony, craps masasında senin çok şanslı olduğunu fark ettik ve ödüllendirmek istedik Montecito'daki bu yemek kuponlarıyla.Well, Anthony, we notice you've been having a lot of luck... at the craps table, and we wanted to reward you... with these dining coupons good for any restaurant at the Montecito.
Bana aslında burada fazla ihtiyaçları yok. Beni daha ziyade ödüllendirmek için getirdiler.They only half need me on this trip, they more brought me here as a reward.
- Seni ödüllendiririm.- I will give you a reward!
Bana Harry Potter'ı verirseniz hepinizi ödüllendiririm.Give me Harry Potter and you will be rewarded.
Ben cesaret yüzünden insanları cezalandırmam, ödüllendiririm.I don't punish men for bravery. I reward them.
Bunu yaparsan, Kanto'dan yana olduğunu görmezden gelir ve seni bir mükafatla ödüllendiririm.If you do, we'll overlook the fact that you sided with Kanto and arrange for you to be rewarded.
Doğam gereği özensiz yapılan savunmaları ödüllendiririm.it's my nature to reward pushiness With inattention, Mrs. Heaps.
Ama sonra kendini ödüllendirirsin.But then you gotta reward yourself.
Çok aptalca bir şey yaparım ve sen beni ödüllendirirsin.So I do something really stupid and you reward me.
"El" sadakati ödüllendirir.The Hand rewards loyalty.
Allah çabalayan ve savaşanları ödüllendirir. Masanın ardında oturanları değil.Allah rewards those that strive and fight, over those that sit behind a desk
Ama ortam, hayatta kalma şansını artıranları ödüllendirir.But the environment rewards those that increase the chance for survival.
Açıklarsak, onları ödüllendirir, onları kışkırtırız.We release, it rewards them, incites them.
Bugün çok güzel bir iş başardın, Pilot, tanrıça bunu mutlaka ödüllendirir.You did a good thing today, Pilot, for which the goddess always rewards.
Bu fedakârlığın için seni ödüllendireceğim.I will reward que sacrifice.
Buna karşılık olarak... seni, bu dünyadaki tüm vaktimle ödüllendireceğim.I will reward you... with all my time on this Earth.
Dürüstlüğünü sana kolay bir şey vererek ödüllendireceğim.I will reward that honesty by giving you something easy.
Sizi buna göre ödüllendireceğim !I will reward you accordingly
Sizi ödüllendireceğim.But I will reward you:
Ben mi onu ödüllendirdim?- I rewarded him?
Mideme kelepçe taktırdım ve aylarca aç kaldım. Sonra kendimi bir estetik burun ameliyatıyla ve sahte göğüslerle ödüllendirdim. Ve başka birkaç şey daha.I had my stomach stapled and starved myself for months, and then rewarded myself with a nose job, fake breasts and a couple other things.
Oğluma yaptığım tatlı bilgi servisinden bir gün sonra Bow kendi yenilgisini düşünürken kendimi tarçınlı çubukla ödüllendirdim.So, after a day of dishing out sweet knowledge to my boy, I rewarded myself with a cinnamon stick while letting bow chew on her defeat.
Sana herkesten daha çok güvendim, inandım ve bunu hep ödüllendirdim.I believed you had done more for me than anyone, and I rewarded you accordingly.
Tabiki onu ödüllendirdim, bilirsiniz... bir daha asla o dükkana gitmeyerek.I rewarded him, of course, you know, by never going back to his store.

More Turkish verbs

Related

Not found
We have none.

Similar

ödevlendirmek
do

Similar but longer

ödüllendirilmek
do

Other Turkish verbs with the meaning similar to 'reward':

None found.
Learning languages?