çekinmek

"Ölümden çekinmek utançların utancıdır!"

♪"To hesitate over death is the shame of all shame!"♪

Bazıları arkadan o kadar güzeldir ki hayal kırıklığına uğramayayım diye onlara yetişmeye çekinirim.

Some are so beautiful from the back that I hesitate to catch up, so as not to be disappointed. But I'm never disappointed.

Bilirsin normal olarak bu bu tür işlerin yapılmasından çekinirim.

You know, I normally hesitate doing this kind of thing.

Bence polis merkezine gitmek istesem bile sen gitmeye çekinirsin.

You'd hesitate to go back

Bay Namiki. Çocukların önünde konuşmaya çekindim.

I hesitated in front of the children.

Sebastian ne kadar yetenekli olsa da, onun yardımını istemek için çekindim.

As talented as Sebastian is, I have to say I hesitated to ask for his help.

Seni aramaya çekindim, çünkü Zoey ile senin arkadaş olduğunuzu biliyorum.

I hesitated calling you because I know you and Zoey were friendly.