"Kocası motor yarışları için uzaklardayken bu meşgul iş kadını Delvaux Motor Şirketi'ndeki karışık mevzuları yönetmek için akşamları ofisinde uzun saatler geçiriyor." | "While her husband is off racing motor cars this busy woman executive spends long evenings in her office administering the complex affairs of the Delvaux Motor Company." |
Bu plazma değişimini yönetmek için beni tuttun. | You hired me to administer plasma exchange. |
Ilya Ilyich çiftliğini yönetmek için bir plan yapmaya başlamıştı. | Ilya Ilyich began drawing a plan of administering his estate. |
Müdür olarak görevim, yönetmek. | Well, as Director, I administer. |
Onu yönetmek istiyorum. | I want to administer it. |