Example in Turkish | Translation in English |
---|---|
Burada yaptığımız şey insanların nefretlerini dışa vurdurmak. | What we do here is let people externalize the hate they feel about themselves. |
Hatanı yüzüne vurdurmak istiyor. | She does make you wanna throw up. |
Hep vurdurmak istiyorlar, değil mi? | They got to have it all the time, don't they? |
Niye vurdurmak istiyorsun? | Why do you want him hit? |
Ne deldiririm, ne vurdururum. | I don't do drills or shots. |