Başka topallamak isteyen? | Anybody else want a limp? |
Bir insanın, kaval kemiğine saplanmış bir kurşun var, hayatının sonuna kadar topallamak zorunda kalabilir, ya da bacağını bile kaybedebilir, ve sen bana McDreamy ile paylaştığın kıymetli köpeğini soruyorsun mı? | We have an actual human patient with a bullet lodged in his tibia who might walk with a limp for the rest of his life, or even lose his leg, and you're asking me about your precious dog that you share with your precious McDreamy? |
Düğün boyunca topallamak. | A limp during the wedding. |
Hastalığın hiçbir belirtisi olmadığını söyledi ve ben insanların yanında Dr. House gibi topallamak zorunda kaldım. | She said this thing had no symptoms... and I'm out there... limping around like Dr. house. |
Biraz topallarım ama... | I limp a little, but... |
Sırtımda Bernard ile senden daha hızlı topallarım. | I could limp faster than you with Bernard on my back. |
Ellerinden geldiği kadar düzeltirler. Ama yine de topallarsın. | They fix you up as best they can... but you'll always have a limp. |
Ya topallarsın ya da tekerlekli sandalye, hangisini seçiyorsun? | A limp or a wheelchair-- what is it? |
Biraz topallar ama bugüne kadar tek bir bardak bile düşürmemiştir. | She limps a little but she's never spilt a drink. |