| - Eğer sonuçlarım ortaya çıkarsa sonsuza kadar ayvayı yerim. | - If those lab results get out, I will be permanently screwed. |
| - Oxford'tan gelen sonuçlarım. | - My results from Oxford. |
| - Öyleyse sonuçlarım korur beni. - Sonuçların sana faydası olmaz. | Then my results will have to protect me. |
| Ama REM sonuçlarım gelmeden ilaç vermek istemedi. | He didn't want to put me on any medication though until I get my results back from the R.E.M. |
| Ama SAT sonuçlarım geldi. | But I got my SAT results back. |
| "Bu işi çözdüm, hayatımı değiştirmeye başlayacağım" derler, ama daha henüz sonuçlar oluşmaya başlarken, yüzeysel bir bakışla "bu yöntem işe yaramıyor" derler ve vazgeçerler ve evren de der ki "isteğin benim için emirdir" | And yet, you know, results aren't showing, results aren't showing. And beneath the surface it's just about ready to break through. And someone will look at the surface results and go, "this stuff doesn't work!" |
| "Bölgesel müdahale, evrensel sonuçlar." | "Local involvement, global results." |
| "Delilik, aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar beklemektir" Albert Einstein | "The definition of insanity is doing the same thing over and over again and expecting different results." |
| "Laboratuarda sonuçlar yeniden test edilmediği için takım hiçbir zaman karbon tarih saptama yöntemindeki başlangıç hatalarının analizini teşhis edemediler." | "So without retesting their results in the laboratory... ...theteamwouldnever have identified... ...theinitialerrors in their carbon dating... |
| "Muğlak hayaller, muğlak sonuçlar doğurur." | "Hazy dreams produce hazy results." |
