Aile şirketimiz bir hiç karşılığında satılmak üzere, ve görünen o ki bunu durduramayacağım. | Our family business is about to be sold off for a fire sale, and I don't seem to be able to stop it. |
Hayır ama, satılmak üzere yapılmış resimler kazanç için yapılmamış, resimler kadar para getirmez evladım. | No. But paintings made for sale don't bring in as much money as the ones that weren't painted for money. |
Hemen bana satılmak istemediğini söyle. | Tell me that you don't want to come into my arms right now. |
Mesele şu ki, tüm hayvanlar bana gelip satılmak istemediklerini söylediler. | The point is all the animals came to me.. ..and they really don't wanna be sold. |
Rıhtımdaki baskında kara borsada satılmak üzere getirilen protezler ele geçirildi. | Black-market prosthetics off a raid on the docks. |
Karaborsada ne kadara satılır ki bu? | How much does that sell for on the black market? |
Çocuklara böyle satılır ve kimse bunu yapmaz. | That's a big seller with the kids, and not everybody does that. |