Speak any language with confidence

Take our quick quiz to start your journey to fluency today!

Get started

Saklanmak (to hide) conjugation

Turkish
30 examples
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present tense
saklanırım
saklanırsın
saklanır
saklanırız
saklanırsınız
saklanırlar
Past tense
saklandım
saklandın
saklandı
saklandık
saklandınız
saklandılar
Future tense
saklanacağım
saklanacaksın
saklanacak
saklanacağız
saklanacaksınız
saklanacaklar
Present continuous tense
saklanıyorum
saklanıyorsun
saklanıyor
saklanıyoruz
saklanıyorsunuz
saklanıyorlar
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous tense
saklanıyordum
saklanıyordun
saklanıyordu
saklanıyorduk
saklanıyordunuz
saklanıyorlardı
Present negative tense
saklanmam
saklanmazsın
saklanmaz
saklanmayız
saklanmazsınız
saklanmazlar
Present continuous negative tense
saklanmıyorum
saklanmıyorsun
saklanmıyor
saklanmıyoruz
saklanmıyorsunuz
saklanmıyorlar
Past negative tense
saklanmadım
saklanmadın
saklanmadı
saklanmadık
saklanmadınız
saklanmadılar
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous negative tense
saklanmıyordum
saklanmıyordun
saklanmıyordu
saklanmıyorduk
saklanmıyordunuz
saklanmıyordular
Future negative tense
saklanmayacağım
saklanmayacaksın
saklanmayacak
saklanmayacağız
saklanmayacaksınız
saklanmayacaklar
Present interrogative tense
saklanır mıyım?
saklanır mısın?
saklanır mı?
saklanır mıyız?
saklanır mısınız?
saklanırlar mı?
Present continuous interrogative tense
saklanıyor muyum?
saklanıyor musun?
saklanıyor mu?
saklanıyor muyuz?
saklanıyor musunuz?
saklanıyorlar mı?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past interrogative tense
saklandım mı?
saklandın mı?
saklandı mı?
saklandık mı?
saklandınız mı?
saklandılar mı?
Past continuous interrogative tense
saklanıyor muydum?
saklanıyor muydun?
saklanıyor muydu?
saklanıyor muyduk?
saklanıyor muydunuz?
saklanıyorlar mıydı?
Future interrogative tense
saklanacak mıyım?
saklanacak mısın?
saklanacak mı?
saklanacak mıyız?
saklanacak mısınız?
saklanacaklar mı?
Present negative interrogative tense
saklanmaz mıyım?
saklanmaz mısın?
saklanmaz mı?
saklanmaz mıyız?
saklanmaz mısınız?
saklanmazlar mı?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present continuous negative interrogative tense
saklanmıyor muyum?
saklanmıyor musun?
saklanmıyor mu?
saklanmıyor muyuz?
saklanmıyor musunuz?
saklanmıyorlar mı?
Past negative interrogative tense
saklanmadım mı?
saklanmadın mı?
saklanmadı mı?
saklanmadık mı?
saklanmadınız mı?
saklanmadılar mı?
Past continuous negative interrogative tense
saklanmıyor muydum?
saklanmıyor muydun?
saklanmıyor muydu?
saklanmıyor muyduk?
saklanmıyor muydunuz?
saklanmıyorlar mıydı?
Future negative interrogative tense
saklanmayacak mıyım?
saklanmayacak mısın?
saklanmayacak mı?
saklanmayacak mıyız?
saklanmayacak mısınız?
saklanmayacaklar mı?

Examples of saklanmak

Example in TurkishTranslation in English
"Işıkta saklanmak" ya da "ışıkta saklanan"..."To hide in the light" or "hiding in the light"-
"Kasım, saklanmak için kaçtı, ama ayağı takıldı ve altınlar etrafa dağıldı."Kasim ran to hide, but tripped, sending coins spilling in every direction.
"O yalnızlığımı doldurmak için mi içiyorum yoksa dönüştüğüm o tiksindirici şeyden saklanmak için mi?""Do I drink to fill the loneliness, or to hide from the horror I've become?"
# (etrafındaki herkes kaçıp saklanmak istediğinde)♪ When everyone around you wants to run and hide
# Ve ben sadece saklanmak istiyorum... #♪ and I just want to hide away ♪
- Belki masanın altına saklanırım.- Maybe hide under a table.
- Ben saklanırım.I'll hide.
- Yine saklanırım.- I'll just hide again.
-Yine saklanırım- I can hide again.
6:30'da Manastır kapanıyor. Ben içeride saklanırım.At 6:30, the Abbey closes and I hide here.
# Kollarımda saklanırsın #"in my arms you will hide"
* Dünyan yıkılır, saklanırsın bir maskenin ardına *♪ You'll wind up like the wreck you hide ♪ ♪ Behind that mask you use
Ben saklan deyince, saklanırsın.When I say so, stop breathing and hide.
Benim geldiğim yerde çocuklara öğrettiğimiz oyunda birisi "tak-tak" dediği zaman çeneni kapatıp saklanırsın.Where I am from, the game we teach our children is, when someone says, "Knock-knock," you shut (bleep) and hide.
Gidip bir sinir hücresi ya da öyle bir şeyin içine saklanırsın.Go hide in the neural cluster or something.
- Bir asteroitin arkasına ya da bir sürü zararsız kaya parçası gibi göründüğü için önem vermediğin enkaz sahasına saklanır.- He hides... - He hides behind an asteroid, or the debris field that you've ignored because it looked like a bunch of harmless rocks.
Aletim mi? Bir gösterirsem, Rocco Siffredi utancından saklanır!My club when I go out, Rocco Siffredi hides his.
Ama onu göremiyorlar çünkü ışıkta saklanır.But they can't see it because it hides in the light.
Andy sevişmek istediğinde hep oraya saklanır.That's where she hides from andy
Bazen bir tanesi tüm gün burada saklanır.Sometimes one hides in here during the day.
- Askerler geldiğinde saklandım.- I hid when the soldiers came.
- Aşçıyla saklandım.I hid.
- Beş ay lağımda saklandım.-I hid in the sewers for five months.
- Eğer ben bir kadının banyosuna saklandım diye kovulmuyorsam, bence işin için endişelenmene gerek yok.- If I didn't get fired... for hiding' in some woman's shower, I think your job's secure.
- Geldiğinizi duyunca burada saklandım.- I hid here when I heard you coming.
- Yani şimdi de pediatri cerrahından saklanıyorum.- So now I am hiding from the peds surgeon.
Aslına bakarsan saklanıyorum.Actually, I am hiding.
Dentsuin Tapınağı yakınlarındaki eski bakıcımın evinde saklanıyorum.I am hiding in the home of my old nurse near the Dentsuin Temple
Eski maden kuyusunda saklanıyorum."I am hiding in the old mine shaft.
Hayır, sanırım ben senin veya bizim arkamıza saklanıyorum.No, I think I am hiding behind you or us.

More Turkish verbs

Related

Not found
We have none.

Similar

Not found
We have none.

Similar but longer

Not found
We have none.

Other Turkish verbs with the meaning similar to 'hide':

None found.