"15 dakika boyunca gevşemek ve rahatlamak sadece 10 sent." | "10 cents for 15 minutes of tingling relaxation and ease." |
"Rahatlamak" kelimesine; kafa dinleme ve rahatlamak kelimelerinin karışımı diyorlar. | Oh, uh, "chillaxing"... It's like this word they say now where, like, you mix, like... you mix "chill" and "relax." Yeah, I get it. |
- Hedefiniz rahatlamak... | - The goal is to relax... |
- Herkesin rahatlamak için bir yöntemi vardır. | - We all need a way to relax. |
- O zamanı rahatlamak için kullanırsın. | Take that time for yourself to relax. Exactly. |
- Nasıl rahatlarım? | -How could I possibly relax! ? |
- O tutuklanınca rahatlarım. | I'll relax when he's in custody. I know. |
Akşam 9'daki yemeğe çıkmadan önce rahatlarım diye düşündüm. | I'd be nice and relaxed for a 9:00 dinner reservation. |
Arabam evimdir, Orada meditasyon yapar, rahatlarım. Ve sen onu mahfettin. | My car is my home, it's where I meditate, relax. |
Ben daha çok seks sonrası rahatlarım. | I think I mostly relax afterwards. |
- Oturmak istemez misin? Birkaç dakikalığına rahatlarsın. | You want to sit down for a minute, just relax, rest? |
Belki o zaman rahatlarsın. | Maybe then you'll relax. |
Bir süt banyosu yaparsak belki rahatlarsın. | Maybe you'll relax if I gave you a nice milk bath. |
Biraz daha iç, rahatlarsın. | Have another drink, you'll feel relaxed. |
Biraz rahatlarsın. | It'll relax you. |
Umarım müdürümüz biraz rahatlar. | I really hope the Director relaxes a bit after this. |
- Hayır, rahatladım. | - No, just relaxed. |
- İlk kez rahatladım. | -First time I relaxed. |
- Şimdi çok daha rahatladım. | -l'm feeling much more relaxed now. |
Adamın ofisine girdiğim anda rahatladım. | The minute I walked in this guy's office, I felt relaxed. |
Ama sonra sanırım biraz rahatladım. | But then I think I just, I think I just relaxed into it. |