Pompalamak (to pump) conjugation

Turkish
19 examples

Conjugation of pompalamak

Ben
Sen
O
Present tense
pompalarım
I pump
pompalarsın
you pump
pompalar
he/she/it pumps
Past tense
pompaladım
I pumped
-
-
Future tense
pompalayacağım
I will pump
-
-
Present continuous tense
pompalıyorum
I am pumping
-
-

Examples of pompalamak

Example in TurkishTranslation in English
Ana fikir mahkumları bir yere kapatıp hava kanallarından içeriye karbon monoksit pompalamak.Uh, the idea is to seal off the prisoners living quarters and pump carbon monoxide from the physical plant into the air ducts.
Arabamın frenini pompalamak gerekiyor.The thing about my car is, you gotta pump the brakes.
Ben buna dışarı eleman pompalamak diyorum.I call it pumping out a unit.
Benim fazla sütüm yok ve pompalamak oldukça zor.- I'm not making that much milk, and pumping is really hard.
Biraz sonra suyu dışarı pompalamak için tekrar aşağı ineceğizThen I want you back down to start to pump out.
Ben pompalarım.I'll pump.
Dövüş formuna girmeye çalışıyorum, imzalı fotoğraf almaya çalışıyorum, yani belki biraz demir pompalarım, ve eğer steroidiniz varsa, zararı dokunmaz yani.I'm just trying to get into fighting shape, trying to get a Claude-o-graph, so maybe pump some iron, if you got any steroids that won't shrink my goods.
Belki sen daha hızlı pompalarsın.Maybe you can pump it up faster.
Ve pompalarsın.And pump it.
- Yedek pompaları çalıştır, yedek pompalar.– Turn on the back-up pumps, back-up pumps.
Ana pompalar kapanmış!The main pumps are off!
Benzin istasyonları kapalı tabii ki. Çünkü pompalar kırılmış. Yani, akü yok.Okay, so the gas station's closed, of course, because the pumps are broken, so... no battery.
Benzinlik değil mi orası? Yoksa market mi sadece? Benzinlik ama pompalar elektriksiz çalışmıyor.Well, yeah, but... pumps don't run without electricity.
Bitki besin maddesi değişirse, o maddeyi pompalar.If the nutrients change, it pumps nutrients.
Acayip derecede adrenalin pompaladım, sanki araba fırlatabilecek kadar güçlü hissediyorum.I'm so pumped full of adrenaline, I feel like I could, like, throw a car or something.
Bir saatten uzun bir süre o şırıngaya baktım ve sonra onu damarlarıma pompaladım, bütün hikaye bu.I stared at that five-mil tube for over an hour... and then I pumped it into my favorite vein. - End of story.
Bitkilerinle ne yapmaya çalıştığını çözdüm ve su tanklarına bitki ilacı pompaladım.I figured what you were up to involved plants so I pumped your water tanks with herbicide.
Evet, ama lastikler söndüğünde durup onlara havayı da ben pompaladım.Yes. But when you got a flat, I stopped and pumped it up.
Evine giderken, "az önce komşunun kedisini pompaladım" bakışınla... sırıtıyor olacaksın.I'll send you home with an "l-just-pumped-the-neighbor's-cat" look on your face.

More Turkish verbs

Related

Not found
We have none.

Similar

ponzalamak
do
postalamak
post
rampalamak
ramp to

Similar but longer

pompalanmak
do

Other Turkish verbs with the meaning similar to 'pump':

None found.
Learning languages?