onaylatmak

- Bilyorsunuz ki, Amiral Kirk ile temasa geçip, emirleri onaylatmak isteyecekler.

You realise, sir, they will attempt to contact Admiral Kirk and confirm the order.

1957 sonbaharında Genovese, Amerika'daki en güçlü mafyaları New York'ta tecrit edilmiş bir çiftlik evine mafya patronu konumunu onaylatmak için toplatmıştı.

(narrator) In the fall of 1957, Vito Genovese calls the most powerful mobsters in America to a meeting at a secluded farmhouse in upstate New York... to confirm his status as the head of the Mafia.

Bayan Pschill rezervasyonunu onaylatmak için yeniden arayacak.

Mrs Pschill is calling back to confirm her booking.

Ben Victoria Grayson, sizi Lydia Davis'in bu öğlen olan fizik tedavi randevusunu onaylatmak için aramıştım.

This is Victoria Grayson calling to confirm Lydia Davis' physical therapy appointment this afternoon.

Bizi zaten elinde olan bilgileri onaylatmak için kullanıyorsun.

You're just using us for reverse confirmation of information you already have.

- Evet, onaylattım.

Yes, and I have confirmed it.

Annemi aradım ve onaylattım.

I called my mother and confirmed it.

Uçak rezervasyonunu onaylattım hava durumunu kontrol ettim...

I've confirmed the plane reservation checked weather...

Üstündeki kanın DNA laboratuvarına ait olduğunu onaylattım.

Got the DNA section that confirmed the blood on it belonged to the victim.

İki defa onaylattım.

I confirmed this twice.