- Şimdi olay çıkarmak olmaz... | -We can't make a scene while we got.... |
Adeeb her zaman olay çıkarmak için fırsat kollar. | Adeeb is always looking for an opportunity to make a scene |
Buraya olay çıkarmak için gelmedim çünkü bugün kendimi yalnız hissettim ve seni görmek istedim. | I'm not here to make a scene but because I felt lonely and wanted to see you. |
Düşünsene,Bu olay çıkarmak için doğru zaman mı? | Think it's the right time l make a scene? |
Sadece saç örneği almak için olay çıkarmak zorunda değildin. | You didn't have to make a scene back there - just to get a hair sample. |
Karma'ya söylemeceğine söz ver ya da ben öyle bir olay çıkarırım ki | Promise me you won't tell Karma or I'm about to make a scene so juicy |
Muhtemelen olay çıkarırım diye denizde olmak istiyor. Biliyorsun bunu hep yaparım. | He probably wants me on the water in case I make a scene. |
Beni suçlu hissettirmeyi biraz olsun kesebilir, denersin ve beni geri sürüklersin, bir olay çıkarırsın... | Could you cut to the bit where you make me feel guilty, try and drag me back, make a scene... Not this time. |
Eski erkek arkadaşını internetten gizlice takip edersin. Kızının maçlarına gider, olay çıkarırsın. | You stalk your old high school boyfriend online, go to his daughter's soccer games, and make a scene. |
İşte bir kız böyle olay çıkarır. | And that's how a girl makes a scene. |
Kilisede olay çıkardım. | I made a scene at that church. |
O karıncayı oğlumdan alsınlar diye olay çıkardım. | I made a scene to get that ant off my son's body. |