"Kontrolde" olabilmek adına beni kilit altına aldılar. | They put me on lockdown, so they can... quote, unquote... "Be in control." |
# Seni dansa götürüyor, acaba sana yakın olabilmek için mi? | # Well, does he take you out dancing just so he can hold you close? |
- Bir dakika daha kalmanızı. Birlikte biraz daha olabilmek. Sizi başkasıymış farzederim. | - A moment or two longer to be with you, to pretend you do not think what you do, to close my eyes and pretend it is years ago. |
- Nasıl? Hayır, yapmadım. Anlaşılan karaciğer vericisi olabilmek için iyi bir yolmuş. | It's apparently a very good way to become a liver donor. |
- Sana yardımcı olabilmek için neler yapmalıyım? | - What can I do around here to help you? |
"Annen ile ben " lafını kullanmamış olabilirim. Doğduğunda çok sevinmiştik. | I do not. "Mom and I" we really loved when you were born. |
"Bu sana nasıl yapmış olabilirim?" | "How could I have done this to you?" |
"Bunu yapamam ama yardımcı olmama izin ver çünkü gerçekten yanında olabilirim" demiş olsaydı çok şey ifade ederdi. | If he'd said, "I can't do this, but let me help because I can be practical here," that would have been made for so much. |
"Daha iyisini yapabilirim ! En iyisi olabilirim." diyebilmek için, | "I, I can do as well, I can be better! |
"Nasıl yardımcı olabilirim?" | (imitating door creaking) "Can I help you?" |
! Bulusma hakkini kaybetmis olabilirsin, ama sana daha iyisini yapabilirim. | You may have lost your conjugals, but I can do you one better. |
"Bir kupayı hak etmişsen anca o zaman minnettar olabilirsin." lafı Sue ile karşımızdaydı. Bu mu? Krostan kazandım. | Mike's theory that you could only appreciate a trophy if you earned it went right out the window with Sue. |
"Haklı olabilirsin"le neyi kast ediyorsun? | What do you mean, "might have been"? |
"Her şey olabilirsin ve benim bu hayatta yaptığım en iyi şey senin baban olmaktı." | "You can be anything, and the best thing that I got to do in this life am be your father." |
"Kötü yaptın" demiyorum. Burada büyük balık sensin ama "Dikkat et, sen de bir gün senden büyük bir balığa yem olabilirsin." | I do not say: "You have done badly" I simply say "Attention, a larger fish could eat you one day" |
"...ve hiç İngilizce bilmiyor ona göz kulak olabilir misin? | "and he doesn't speak any English. Can you take care of him?" |
"Bir bölüm, bir kitap olabilir" de ne demek? Bilmiyorum. | - What does he mean, a chapter can be a book? |
"Bir hizmetçi bu kadar şeye nasıl sahip olabilir?" | How does a housekeeper come by that wealth? |
"Bunun anlamı ne olabilir?" diye. | "What does this mean?" |
"C-d" şu olabilir. Sen bir daha olmasını istemeyeceksin ama yine de olabilir | "C-d" would be that you say you don't want it to happen again, but it does anyway. |
- Nasıl bu kadar şanslı olabildim? | - How did I get so lucky? |
- O zaman yaptı, ve sonra yaklaşık bir yıl önce yanıma taşındı böylece ona yardımcı olabildim. | He did his time, and then he moved back to live with me about a year ago so that I could help him. |
Ben ne parti alabildim ne de büyücü olabildim. | Hey, I didn't get a party or get to become a wizard. |
En azından orda duygularıma hakim olabildim. | At least I didn't make a scene when he dumped me. |
NasıI oldu da senin gibi birine layık olabildim? | What did I ever do to deserve you? |