not vermek

Ama hiçbir ödeve veya sınava not vermek zorunda değilim.

although I don't have to grade any of their papers or tests.

O ve tüm sınıf bu akşam not vermek için gelecekler.

Him and the entire class are coming over tonight to grade me.

Sizlerin not vermek için ne kadar çabaladığım hakkında... bir fikriniz var mı? kağıtlarınıza bakmak, sınavlarınıza not vermek... ev ödevlerinizi değerlendirmek?

Do you people have any idea how much time I spend... giving out grades... grading your papers, grading your exams... grading your homework assignments?

Taşın kalitesine not vermek için lazerle okuyoruz.

When we grade the stone for quality, we just laser it on.

Öğrencilerime ben not veririm.

I grade my students.

Bir çocuğa düşük not verirsin veya eleştirirsin.

You toss a kid a low grade or a criticism.

Çince, İngilizce ve Matematik için A'dan F'e kadar not verdim.

For Chinese, English and Maths, l have graded you from A to F.