| "Kem gözlerden kurtulmak istiyorsan beni dinle." | "If you wish to escape the evil eye, listen to me" |
| - Evliliğinden kurtulmak için... | - To escape her marriage... |
| - Hiç bundan kurtulmak istemedin mi? | - Don't you ever just want to escape though? |
| - Söküp atmak için, kurtulmak için belki. | - To get rid of. To escape maybe. |
| Ama bu kadar süre sahip olunca, bedeli de peşinde gelir çok çok üzgünüm canım kızım... ama bundan kaçmak ya da kurtulmak mümkün değil. | But having come this far, the price must be paid. I am so deeply sorry, my child, but it cannot be escaped or evaded. |
| Ortağını söyleyerek, ömürboyu hapis cezasından kurtulursun. | You flip on your partner, you may escape a life sentence. |
| Şansın varsa, hadım edilmekten kurtulursun. | If you're lucky, you may escape castration. |
| "Birleşik Devletler Senatörü suikastten kurtulur." | "United States Senator escapes assassination." |
| "Gazete muhabiri dinazorlar mücadele edip ölümden güç bela kurtulur" | "Gazette man narrowly escapes death after struggle with dinosaur." |
| Yeterince çekim gücü yoksa, kaçıp kurtulur. | Not quite enough gravity, and it escapes. |
| Yıldız, çekirdeğinde hidrojeni helyuma dönüştürürken muazzam miktarda enerji açığa çıkar ve bu enerji kelimenin tam anlamıyla yer çekimi kuvvetini bertaraf eder ve bir dış basınç oluşturarak kurtulur ve böylece yıldızı yukarıda sabit tutmuş olur. | Whilst the star is burning hydrogen to helium in the core, vast amounts of energy are released and that energy escapes, literally creating an outward pressure which bounces the force of gravity and, well, it holds the star up and keeps it stable. |
| - Ben zaten kurtuldum. | I've already escaped. |
| - Evet, geçmişimden kurtuldum. | I escaped my past. |
| 1938 yılında Polonya sürgününden kurtuldum. | In 1938 I escaped the deportation of Poland. |
| Ama köylü kurtuldum sanmış. Rahata erdim sanmış bu adamın ölümüyle. | But the villagers thought they had escaped. |
| Avrupa'da, iki deli heriften kaçıp kurtuldum zaten. | Already I have escaped two madmen in Europe. |
| Büyük finalde ise üç saniye içinde bu çelik kelepçelerden kurtulacağım. | For my grand finale, I will escape from these solid steel handcuffs in three seconds. |
