Example in Turkish | Translation in English |
---|---|
Doğru onların umurunda değil, sadece kan akıtmak istiyorlar. | They don't care what's right. All they want is blood. |
Mahremi, ilmi ve annelerimin aşklarını öğrendiğim kadınların dolunay vakitlerinde kan akıtmak için gittikleri kutsal yer. | In the sacred place where the women went to bleed during the full moon, that I came to know the secrets and wisdom and love of my mothers. |