"Cehennemin Bodrumu" filmine hazırlanmak için evinin bodrumunda bir hafta yaşadığın doğru mu? | Is it true you lived in your house's crawl space for a week to prepare for "Hell's Crawl Space"? |
"Elveda demeye hazırlanmak için yaşamak." | "To live is to prepare for goodbye..." |
"Neden mi geleceğe hazırlanmak için geçmişe bakmalıyız? | "Why should we look to the past "in order to prepare for the future? |
- Biliyorum ama yine de Standard buna hazırlanmak istiyor. | - I know, but anyway, Standard wants to prepare for it now. |
Aldığım davalara çok iyi hazırlanırım. | I prepare my cases rigorously. |
Eğer ölüm, bizim sevgimizin varış yeriyse Ben, memnuniyetle ölmek için hazırlanırım. | If death is the destination of our love then I am prepared to die gladly. |
Her gün sabahın 5'inde kalkıp, bir ihtimal bana bir sola verirler diye hazırlanırım. | I get up at 5:00 in the morning just to get all of this prepared, in case a solo is thrown my way. |
Mezuniyet balosuna daha 4 sene var, ama birisi bana onu sorarsa, kafamda bir şeyler olur ve sonra da hazırlanırım. | My prom's not for four years away, but I figured if-- if someone asked me to his, then I should be prepared. |
Orda hazırlanırım. | That is where I prepare. |
- Bunun için nasıl hazırlanırsın? | - How do you even prepare for that? |
- Çünkü gelecek sezon için hazırlanırsın. | To prepare the next season. |
Ama burada kalabilirsin. Benim himayemde yer içer gemilerimde çalışırsın. Bu sezona hazırlanırsın. | But you can stay here, eat at my expense, work on my boats, prepare for the season. |
Bölgedeki okullardan birine de girebilirsin. Marlborough'a mesela. Üniversiteye hazırlanırsın. | Or, you could still enter one of the local schools, like Marlborough, and prepare for college. |
Düşmanını ne kadar iyi anlarsan, savaşa o kadar iyi hazırlanırsın. | The better you understand the enemy, the better prepared you are in conflict. |
"Duraksıyor, ölüm kaçınılmaz diye düşünüyor ölmeye hazırlanır, şişmiş kabuğun içinde o mutlak yalnızlığında." | "pauses, thinking death inevitable, "prepares to die in the absolute solitude of swollen husk. |
Bir aktör hazırlanır. -Herkes de eleştirmen olmuş. | An actor prepares. |
Bu olağanüstü Roma mülkünde, X Marki'si konukları için hazırlanır. | At his magnificent Roman estate, the Marquis of X prepares for his guests |
Buz eridikçe taze aile, ayrılıp kendi yollarına gitmeye hazırlanır. | As the ice melts the brand-new family prepares to go their separate ways. |
Erkek aslan, dişi aslanın arkasında yerini alır ve aslanlığını sokmaya hazırlanır. | The male lion positions himself behind the female and prepares to insert his lionhood. |
# Bir silah satın aldım ve hazırlandım # | # I'd buy a gun and be prepared # |
- Bağış mı? - ...yapmaya hazırlandım ve sizler onların temsilcisi olduğunuzdan bağışı hemen şimdi size vermek için hazırladım olayın gerçeğine karşılık vereceğim. - Olayın gerçeğine karşılık mı? | Since you're their representatives, I can tell you that I'm prepared, right now, to give you a James Madison. |
- Başka şeyler için de hazırlandım. | I've prepared in other ways. |
- Ben hazırlandım. | -I've prepared one. |
- Doğrudan sorguya hazırlandım. | - I've prepared the direct. |
Biraz türbülans için hazırlanıyorum. | Addons I was preparing for a low turbulence. |