- "Hayatımda hiç bu kadar..." - "Yediğim her şeyi geri göndermek istememiştim." | "I have never in my life wished to send back..." "Every single dish I had, but in this case..." |
Lester bana orta boy kadın laboratuvar önlüğünü geri göndermek zorunda kaldığını söyledi. | Lester told me he had to send back a woman's lab coat in size medium. |
Parayı geri göndermek istermisin? | Do you want to send back the money? |
Peki,Neden onu geri göndermek için bir şey vermeyelim, bir ganimet Lordlarla akşam yemeği? | Well, why not give him something to send back, that will spoil their Lordships' supper? |
25 poundluk çeki geri gönderirsin. diger şirketin adına- | You send back the cheque for 25 pound from the other company name - |
Ve ödemiş oldukları parayı onlara geri gönderdim. Californiya'daki Japon kampına... Böyle birşey yapmaya zorunlu olmadığım halde... | And I sent back their equity to those Japs down to that camp in California, which I didn't have to do. |
Anatoli'yi geri göndereceğim. | I will send back, Anatoli. |