# Yeşilimsi gözlerimi dinlendirmek için # | I To rest my eyes in shades of green I |
- Atları dinlendirmek için. | _ To rest the horses. |
- Gözlerimi dinlendirmek için oraya tırmandım. | I just climbed in there to rest my eyes. |
Atları biraz dinlendirmek iyi olacak. | It's good to give the horses a rest. |
Atları dinlendirmek için biraz duracağız. | We'll be stopping in a few minutes to give the horses a rest. |
- Yataktayım ama beynimin sadece yarısını dinlendiririm ben. | I'm in bed, but I only rest half my brain at a time. |
Biliyorsun eğer ortağın olursa, biraz ara verebilirsin, bilirsin, gözlerini dinlendirirsin, belki gördüklerini hesaplarsın, veya sessizce bekler bilinmeyene yelken açarsın. | You know, if you got a partner, you can switch off, you know, rest your eyes, maybe make calculations on what you've seen, or just break up the silence of staring into the unknown. |
Dalağını nasıl dinlendirirsin ki? | How do you rest your spleen? |
Ellerini dinlendirirsin, sonra daha rahatlamış devam edersin. | This gives you an advantage. You get to rest your hand and come back refreshed. |
- Gözlerimi dinlendiriyorum. | - I was resting my eyes. |
Kıçımı dinlendiriyorum. | I was resting my hips. |