- Birinin canını yakmak üzere. - Kimin? | -He's going to hurt someone. |
- Boşuna canını yakmak istememişlerdir. | - Didn't want to hurt you unduly, I'm sure. |
- Neden? - Ve canını yakmak istemiyorum. | - And I don't want to hurt you. |
- Neden? - Çünkü ağabeyini seviyorum. Sana ne kadar değer verdiğini görünce onun canını yakmak istemedim. | Because I love your brother, and I--and I've learned how much he cares about you, and I didn't want to hurt him. |
- Trent, canını yakmak istemiyorum. | - I don't wanna hurt you. |
"Dediğimi inan yoksa canını yakarım. " | "Believe what I say or I'll hurt you. " |
- Bir daha yaparsan yine canını yakarım. | Do it again, I'm going to have to hurt you again. |
- Dekker, sonrakinin canını yakarım. | - Dekker, the next one I will hurt. |
- Gerçekten canını yakarım, Max. | - I'm really going to hurt you. |
- Hayır, canını yakarım. | - No, I will hurt you. |
Bu doğru olabilir ama pek çok kişinin de canını yakarsın. | That may be true, but you'll be hurting a lot of other people as well. |
En iyisi sen kısrağı veterinere götür.. canını yakarsın ama onu öldüremezsin. | You better take the horse mare to a veterinarian... you're going to hurt it but you're not going to kill it. |
Eğer Foni köpeği şakalarından dolayı yapmıyorsan bunu sadece kendi canını yakarsın. | If you're doing this to get back at me for all the poodle jokes, the only person you're hurting is yourself. |
- Aşk insanın canını yakar. | Yeah, well, love hurts. |
Bu gerçekten insanın canını yakar. | And that really hurts. |
Bunları Jax'e söylemem, bir tek onun canını yakar. | My telling Jax what I know only hurts him. |
Evet, umarım canını yakar. | Yeah, l hope that hurts. |
Ne yapıp edip canını yakar hep. | Somehow, he always hurts you. |
- Ama canını yaktım. | - I hurt you. |
- Ben de birinin canını yaktım. | - And I hurt somebody. Ha-ha. |
- Kimseye vurdum yada canını yaktım mı? | - Did l hit anybody? Did l hurt them? |
- Senin canını yaktım daha da yakmak isterim. | I've hurt you. And I wish to go on...hurting you. |
Abla, sana el kaldırdım, canını yaktım, kusura bakma. | AbIa, l raised my hand at you. l hurt you. l'm sorry. |
- Seni bulacağım ve canını yakacağım. | I will find you and I will hurt you. |
Ama bir hareket daha yapacak olursan, canını yakacağım, anladın mı? | But if you make another move on me, I will hurt you, you understand? |
Anlat ya da yemin ediyorum canını yakacağım. | Tell me, or I swear I will hurt you. |
Biraz canını yakacağım. | I will hurt you a little bit. Freeze! |
Bu sandalyede canını yakacağım. | I will hurt you in this chair. |