- Benim mi? - Eski sevgilime nişanlımdan yakınmak için geri dönen ben değildim. | - I'm not the one crawling back to my old flame to complain about my future spouse. |
- Neden bundan yakınmak zorundasın. | - What do you have to complain about? |
Artık senin hakkında yakınmak için gideceği kişi olacak. | Now he's gonna be the guy she goes to, to complain about you. |
Aslında yakınmak istediğin şey ne? | What do you really want to complain about, really? |
Babasını yeni kaybetmiş bir adamın önünde yakınmak istemediğin için öyle demiyorsun değil mi? | You're not just saying that because you don't want to complain in front of the guy who just lost his father? |
Genelde bu yüzden yakınırım. | I'm always complaining about. |
Ne olursa olsun, sürekli yakınırım. | I complain all the time, regardless. |
Üstelik hâlâ bundan yakınırım. | And... I still complain about it. |
Hep evinin küçük olmasından yakınırsın. | You always complain about your small place. |
Hep ucu ucuna geçinmekten yakınırsın. | You're always complaining about living hand to mouth. |
Pekala,yap öyleyse sonra yakınırsın. | Well, do it, then complain. |
Sen Lily'ye işe yaramaz abinin şehirden gittiğini yakınırsın... | You complain to Lily about your worthless brother that left town. |
Sevgili Al. Hep akşam yemeği olmadığından yakınırsın. | "Dear Al you always complain there's no dinner. |
Dave Grohl ne kadar zor olduğundan hep yakınır. | All Dave grohl complains about is how hard it isn't. |
Dört defa reislik için PAN adayı oldu her zaman hilekarlıktan yakınır durur. | He's been the PAN candidate for mayor four times... and always complains about fraud. |
Eşim biraz yakınır. | She complains a little. |
Herkes yakınır ya. | That's what everybody complains about. |
Sekreterim asabi bir virane olduğumdan yakınır. | my secretary complains of my irritability |