- Karartılmış camlarım var. | I got tinted windows. |
Benim camlarım görülmeyecek kadar yüksekte. | My windows are too high for them to see. |
Elektrikli camlarım var. | I have power windows. |
Gözlük camlarım buhulanana terlerim çenemdeki sivilcemi yakana kadar onla flörtleşirdim. | I used to flirt with him until my glasses would fog up and sweat would drip down and sting my jaw line acne. |
Patlamanın etkisiyle benim camlarım bile kırıldı. | The explosion knocked out some of my windows. And, uh... |
Bakar mısın, bu camlar açılıyor mu acaba? | Priya Auntie, does the window open? |
Kapılar, camlar, hepsi... Kesinlikle Parker'i alıp kaçamayacak. - Anlaşıldı mı? | Every door, every window - he does not get outta here with Parker, do you understood me? |